İsrail, Suriye'yi vuruyor
İsrail, Suriye'de saldırı yapıyor. İsrail uçakları, Suriye'de bombalar atıyor. Şam, Dera, Hama ve Lazkiye'de askerî yerler vuruluyor. İsrail askerleri Suriye'ye giriyor.
Dürziler kimdir?
Dürziler, bir topluluktur. Onlar Suriye, Lübnan, İsrail ve Ürdün'de yaşıyor. İsrail'de 150 bin Dürzi var. İsrail, Dürzileri seviyor. Onlara askerlik yaptırıyor.
Suriye'de Dürziler zor durumda. Onlar, tehlike altında. Dürziler Suriye'de kalmak istiyor. Onlar, Suriye'nin parçası. Ama Suriye'de çatışmalar var.
Türkiye ne yapıyor?
Türkiye, bu duruma sessiz. Ama bazen İsrail'e karşı durabiliyor. Türkiye, İsrail'in saldırı yapmasını istemiyor. Türkiye, barış istiyor.
İsrail, uzun zamandır Suriye'yi, Hizbullah ve İran destekli milisler olduğu gerekçesiyle bombalıyordu. Son haftalarda ise Dürzilere yönelik tehditleri gerekçe göstererek saldırılara başladı. Cuma günü Şam, Dera, Hama ve Lazkiye'deki askeri bölgelere hava saldırıları düzenlendi. Suriye'nin güneyine az sayıda İsrail askerinin giriş yaptığı da iddia edildi. Bu saldırılar, Suriye'nin kalan hava savunma sistemlerini hedef aldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Şam'da Başkanlık Sarayı'na yakın bir yerin vurulmasının geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara'ya "Dürzilere dokunulmaması" için bir uyarı olduğunu söyledi.
Dürziler, 11. yüzyılda Şii mezhebinden ayrılan bir gruptur ve bugün 1.5 milyon takipçileri vardır. Dürzilerin yarısı Suriye'de yaşarken, diğerleri Lübnan, İsrail ve Ürdün'de yaşamaktadır. İsrail'de yaklaşık 150 bin Dürzi vardır. İsrail, Dürzileri diğer etnik Araplardan ayırarak "sadık azınlık" diye tanımlar. Dürzi erkeklere askerliği zorunlu kılarak onlara ordu içinde yükselme şansı verir. İsrail, Suriye'nin güneyindeki Dürzi topluluklar üzerinde kontrol sahibi olmayı amaçlamaktadır. Son hava saldırıları da "azınlıkları koruma" bahanesiyle yapıldı.
Beşar Esad döneminde Şam ile genellikle iyi ilişkilerde olan Dürziler, Heyet Tahrir Şam öncülüğündeki grupların kontrolü ele geçirmesiyle zayıf bir pozisyonda kaldı. Hem İslamcı grupların hem de Alevilere yönelik saldırılar Dürzi toplumunu endişelendirdi.
29 Nisan'da, Dürzi bir din adamına ait olduğu söylenen ve İslam’a hakaret içeren bir ses kaydının paylaşılmasıyla çatışmalar başladı. Suriye hükümeti Şam'ın güneyine asker gönderirken, çatışmalarda 100'den fazla kişi hayatını kaybetti.
Dürzi liderler, yeni Suriye yönetiminin kendilerini yeterince sürece katmamasını eleştirdi ancak Dürzi toplumunun "Suriye'nin ayrılmaz bir parçası" olduğunu vurguladı. Dürziler, silahlarını merkezi hükümete teslim etmedi ve Süveyde-Şam otoyolu açıldı. Anlaşmanın kalıcı olup olmayacağı belli değil. İsrail, bu gelişmelere rağmen "azınlıkları koruma" politikasını sürdürecek mi, merak ediliyor.
Suriye askeri kaynakları, Türkiye'nin İsrail uçaklarına elektronik müdahale yaptığına dair iddialar ortaya attı ama Ankara genellikle sessiz kaldı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, 30 Nisan'da İsrail'in hava saldırılarını durdurması gerektiğini söyledi. Gazeteci Murat Yetkin, İsrail’in Suriye’ye saldırılarının zamanlamasına dikkat çekti ve Netanyahu-Trump görüşmesi sonrasındaki gelişmelerin yeni bir döneme işaret edebileceğini söyledi. Yetkin ayrıca, Türkiye ve İsrail'in bölgede çatışmasızlık için sessiz kalmış olabileceğini belirtti.
İsrail, son haftalarda Suriye'de Dürzilere yönelik tehditleri gerekçe göstererek saldırılar düzenledi. Cuma günü Şam, Dera, Hama ve Lazkiye'deki askeri alanlara hava saldırıları yapıldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Şam'da Başkanlık Sarayı’na yakın bir bölgenin vurulmasının, Dürzilere dokunulmaması için bir uyarı olduğunu belirtti. İsrail, Suriye'deki az sayıda hava savunma sistemini hedef aldı.
Dürzilik, 11. yüzyılda Şii mezhebinin farklı bir kolu olarak ortaya çıktı ve bugün yaklaşık 1.5 milyon takipçisi bulunmakta. Dürzilerin çoğu Suriye'de yaşarken, Lübnan, İsrail ve Ürdün'de de varlar. İsrail'de yaşayan yaklaşık 150 bin Dürzi, diğer etnik Araplardan farklı olarak "sadık azınlık" olarak tanımlanıyor. İsrail, Dürzi erkeklere zorunlu askerlik yaptırarak onları ordu içinde yükselme fırsatına sahip kıldı. İsrail, bu yolla Suriye’nin güneyinde yaşayan Dürzi topluluklar üzerinde etkili olmayı amaçladı.
Dürziler, Beşar Esad yönetimi sırasında Şam yönetimiyle olumlu ilişkiler sürdürdüler. Ancak, Heyet Tahrir Şam gibi grupların tehdidi ve Alevilere yönelik saldırılar, Dürziler içinde endişeye neden oldu. 29 Nisan'daki çatışmalar, Dürzi bir din adamına hakaret eden bir ses kaydının yayılmasıyla başladı. Çatışmalar sırasında 100'den fazla kişi hayatını kaybetti.
Dürzi liderler, yeni yönetimin kendilerini yeterince sürece dahil etmediğini eleştirdi, ancak Suriye’nin bir parçası olduklarını vurguladı. Bu süreçte, Süveyde-Şam otoyolunun açılmasıyla bir anlaşma yapıldı. Anlaşmanın kalıcı olup olmayacağı belirsiz.
Türkiye'nin bu süreçte İsrail'in saldırılarına karşı sessiz kalması dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını durdurması gerektiğini belirtti. Gazeteci Murat Yetkin, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarının zamanlamasına dikkat çekti ve Türkiye’nin sessizliğinin bölgedeki yeni bir anlayışın işareti olabileceğini ima etti. Yetkin, Türkiye ve İsrail'in bölgedeki çatışmasızlık çabalarının da etkili olabileceğini belirtti.