İstanbul'da önemli bir olay var. İstanbul Barosu Başkanı ve üyeleri hakkında soruşturma var. Savcılık, bu kişilerin görevden alınmasını istiyor. Baro da buna karşı çıkıyor. İstanbul Barosu, kendini savunuyor ve üyelerini bilgilendiriyor. Baro, 23 Şubat'ta bir toplantı yapacak. Bu toplantıya herkes davetli. İstanbul Barosu, avukatları ve meslektaşları ile bir arada duruyor. Baro, hukuku ve insan haklarını korumaya çalışıyor. Baro, yanlış bir şey yapmadıklarını söylüyor.
Baro, hukuka saygılı olduklarını vurguluyor. Başsavcılık, Baro hakkında bir dava açtı. Baro, bu davaya karşı çıkıyor. Baro, üyeleri ile birlikte kalmak istiyor. İstanbul Barosu, avukatları ve meslektaşları ile bir arada duruyor. Baro, hukuku ve insan haklarını korumaya çalışıyor. Baro, yanlış bir şey yapmadıklarını söylüyor. Baro, bu konuda kararlı.
İstanbul'da bu olay çok önemli. İstanbul Barosu, avukatların haklarını korumak istiyor. İnsanlar, bu durumu takip ediyor. Baro, adaletin yerini bulmasını istiyor. İstanbul'da herkes bu konuyu konuşuyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemeye gönderdiği resmi yazıda, İstanbul Barosu yönetimi hakkında "terör" soruşturması açıldığını belirterek yönetimin görevden alınmasını istedi.
Savcılık, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevden alınmasını ve yeni bir yönetim seçilmesini talep etti.
İstanbul Barosu ise Adalet Bakanlığı'nın soruşturma izni vermesine karşı iptal davası açtıklarını duyurdu. Baro, 15 Ocak'ta yaptığı açıklamada, “Yönetim Kurulumuz, İstanbul Barosu Genel Kurulu’ndan aldığı destekle seçilmiştir ve görevlerini Anayasaya, demokrasiye ve hukuka uygun olarak yürütmektedir. Bu görevden alınma girişimine karşı Genel Kurul’un iradesine sahip çıkmak ve kamuoyunu bilgilendirmek bizim görevimizdir” dedi.
Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, 15 Ocak'ta yaptığı basın açıklamasında İstanbul Barosu'nun 23 Şubat'ta olağanüstü kurultaya gideceğini açıkladı. Kaboğlu, “Bu kurultayda demokrasi ve hukukun önemini tüm Türkiye’ye anlatacağız” dedi.
İstanbul Barosu, Suriye'de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için sosyal medyada paylaştığı mesaj nedeniyle "terör örgütü propagandası" yapmakla suçlanıyor. Daştan ve Bilgin, Suriye'de bir saldırıda öldürülmüştü. Gazetecilik faaliyetleri sırasında öldürüldükleri iddiasıyla İstanbul Barosu’nun açıklama yapması üzerine savcılık, "yanıltıcı bilgi yaymak" suçlamasıyla soruşturma başlattı.
İstanbul Barosu, savcılığın başlattığı soruşturmanın iptali için dava açtı. Baro, soruşturmanın yasal prosedüre uymadığını ve bu nedenle iptal edilmesi gerektiğini savundu. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve birçok baro yönetimi, Baro yönetimine destek verdi. Sağkan, İstanbul Barosu’nun her zaman yanında olduklarını belirtti ve hukuksuzluklara karşı mücadele edeceklerini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu yönetimi hakkında "terör" soruşturması başlattı ve yönetimin düşürülmesini talep etti. Bu talep, Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve diğer yönetim kurulu üyeleri için geçerli. Savcılık, yeni bir yönetim seçilmesini istiyor.
İstanbul Barosu, Adalet Bakanlığı'nın bu soruşturma için izin vermesine karşı iptal davası açtı. 15 Ocak'ta yapılan açıklamada, yönetimin Anayasaya ve hukuka bağlı kaldığını ve görevden alınma girişiminin hukuki bir temeli olmadığını belirttiler. Ocak'ta basın açıklaması yapan İbrahim Kaboğlu, 23 Şubat'ta olağanüstü kurultay düzenleyeceklerini duyurdu. Bu kurultayda demokrasinin hukuka bağlı olduğunu vurgulamak istediklerini ifade etti.
İstanbul Barosu, Suriye'de öldürülen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeniyle "terör örgütü propagandası" yapmakla suçlanıyor. İki gazeteci, Suriye'de bir saldırıda hayatlarını kaybetmişti. İstanbul Barosu, gazetecilerin çatışma bölgelerinde hedef alınmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca, gazetecilerin ölümünün ardından yapılmak istenen basın açıklamasına polisin müdahale ettiğini ve birkaç avukatın gözaltına alındığını açıkladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Barosu'nun açıklamasına dayanarak soruşturma başlatıldığını belirtti. İstanbul Barosu, suçlamalara karşı hukuki süreç başlattı ve Adalet Bakanlığı'nın soruşturma izninin iptali için dava açtı. Türkiye Barolar Birliği ve diğer barolar, Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerine desteklerini ifade etti.
Bu süreçte, İstanbul Barosu, hukuka aykırı işlemler nedeniyle açıklama yapmadı. Baro, hukuka saygılı bir duruş sergilediklerini ve Adalet Bakanlığı'nın verdiği iznin Avukatlık Kanunu’na aykırı olduğunu savundu.
Tepkiler arasında Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu'nun yanında olduklarını belirtti. Ayrıca, Demokratik Toplum Partisi (DEM) de bu duruma tepki göstererek baronun yanında olacaklarını ve mücadele edeceklerini ifade etti.