Türkiye'de protestolar başladı. Bu protestolarda gazeteciler zor durumda kaldı. Bazı gazeteciler gözaltına alındı. Yedi gazeteci tutuklandı. Sonra serbest bırakıldı. İsveçli gazeteci Joakim Medin de tutuklandı. Medya da baskı altına alınıyor. Sözcü TV'ye 10 gün yayın durdurma cezası verildi.
Gazeteciler, basın kartlarını göstermelerine rağmen gözaltına alınıyor. Polis, gazetecilerin çalışmasını zorlaştırıyor. Medya kuruluşları cezalar alıyor. RTÜK, bazı kanallara ceza veriyor. Gazeteciler, bu duruma itiraz ediyor.
Çok sayıda gazeteci gözaltında kaldı ve tutuklandı. Ali Onur Tosun da bunlardan biri. Polis, gazetecilere zor anlar yaşatıyor. Tosun, gözaltında kötü durumdaydı. Ama sonra serbest kaldı. Gazeteciler, görevlerini yapmak istiyor. Umarım bu sorunlar biter.
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasından sonra Türkiye'de protestolar başladı. Bu protestolar sadece eylemcileri değil, gazetecileri de etkiliyor. Görevini yapan gazeteciler, gözaltı ve tutuklama gibi durumlarla karşılaşıyor. Medya kuruluşları da yayın durdurma ve para cezalarıyla baskı altında kalıyor.
Protestoların başladığı günden beri, en az 15 gazeteci gözaltına alındı. Yedi gazeteci tutuklandı, ama iki gün içinde serbest bırakıldı. BBC muhabiri Mark Lowen, 17 saat gözaltında kaldıktan sonra sınır dışı edildi. İsveçli gazeteci Joakim Medin ise 28 Mart'ta tutuklandı.
Sadece gazeteciler değil, TV kanalları da baskı görüyor. RTÜK, protestoları yayımlayan kanallara cezalar veriyor. Sözcü TV, 10 gün yayın durdurma cezası aldı. Halk TV ve Tele 1'de de bazı programlar durduruldu ve para cezaları verildi.
Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni Özgür Çakmakçı, verilen 10 günlük cezayı Türkiye medya tarihinin en ağır cezası olarak niteliyor. Çakmakçı'ya göre, diğer kanallara verilen cezalar sıradan. Ama bu 10 günlük ceza, Türkiye'de bir ilk.
Çakmakçı, avukatlarının karara itiraz edeceğini söylüyor. Henüz resmi bir tebligat almadıklarını ama itiraz için hazırlandıklarını belirtiyor. Eğer karar durdurulmazsa, 10 günlük ceza başlayacak.
DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi İzel Sezer, gazetecilerin protestolar sırasında sistematik olarak hedef alındığını söylüyor. Gazeteciler, basın kartlarını göstermelerine rağmen gözaltına alınıyor veya ekipmanlarına el konuluyor.
RTÜK cezalarının siyasi olduğunu düşünen Sezer, kurumun bağımsız bir medya otoritesi olmaktan çıktığını savunuyor. Sezer, gazetecilerin ve yurttaşların bu duruma karşı çıkması gerektiğini ifade ediyor.
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası protestoları takip eden gazetecilerden Ali Onur Tosun, yaşadıklarını anlatıyor. Tosun, gözaltına alındığını ve 30 saat boyunca gözaltında tutulduğunu belirtiyor. Gazeteci olarak takip ettiği bir yürüyüşte, eylemci gibi gösterildiğini belirten Tosun, yaşadıklarından dolayı üzgün olduğunu ifade ediyor. Tosun, bu tür olayların bir daha yaşanmaması gerektiğini söylüyor.
Türkiye'de son dönemde yaşanan olaylar, basın özgürlüğü konusunda önemli tartışmalara neden oldu. Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası ülke genelinde başlayan protestolar, gazetecilerin de hedef alındığı bir süreci başlattı. Gazeteciler gözaltı, tutuklama ve sınır dışı edilme gibi durumlarla karşılaşırken, medya kuruluşları da yayın durdurma ve para cezalarıyla baskı altına alınmak isteniyor.
Protestoların ilk günlerinden itibaren, en az 15 gazeteci gözaltına alındı. Bunlardan yedisi tutuklandı, ancak kısa süre sonra serbest bırakıldı. BBC muhabiri Mark Lowen, 17 saat gözaltında tutulduktan sonra sınır dışı edildi. İsveçli gazeteci Joakim Medin ise Stockholm'de katıldığı bir eylem nedeniyle Türkiye'de tutuklandı.
Bu dönemde televizyon kanalları da baskı altında kaldı. RTÜK, protestoları yayınlayan kanallara cezalar verdi. Sözcü TV'ye "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" gerekçesiyle 10 gün yayın durdurma cezası verildi. Diğer kanallara da benzer cezalar uygulandı.
Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni Özgür Çakmakçı, bu cezayı "Türkiye medya tarihinin en ağır cezası" olarak nitelendirdi. Çakmakçı, verilen cezaların televizyonların yayın yaptıkları içeriklerden dolayı haksız olduğunu savundu ve karara itiraz edeceklerini belirtti.
DİSK Basın-İş Üyesi İzel Sezer, protestoların başladığı günden itibaren gazetecilerin sistematik olarak hedef alındığını söyledi. Gazeteciler, polis müdahaleleri ve yasal tehditlerle karşı karşıya kaldı. İsveçli gazeteci Joakim Medin'in durumu da yakından takip ediliyor.
Sezer, RTÜK'ün verdiği cezaların siyasi bir baskı aracı haline geldiğini savunuyor. Ona göre, bu sürece sadece gazetecilerin değil, yurttaşların da karşı çıkması gerekiyor. Sezer, RTÜK'ün cezalar üzerinden kanalların yayın lisanslarını iptal etmeye çalıştığını iddia ediyor.
Gazeteci Ali Onur Tosun, protestoları takip ederken gözaltına alınan isimlerden biri. Tosun, gözaltı sürecinde yaşadığı zorlukları ve kendisine yöneltilen suçlamaları anlattı. Gazetecilerin karşılaştığı bu tür durumların son bulmasını umut ediyor ve görevini yapan hiçbir gazetecinin bu tür olayları yaşamaması gerektiğini vurguluyor.