MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günü konuştu. Bahçeli, "Terör bitsin, barış gelsin" dedi. Abdullah Öcalan hakkında konuştu. "Öcalan hapisten çıkacak mı?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör konusuna değindi. "Teröre yer yok" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuştu. "Terör bitsin, barış gelsin" dedi.
Başka siyasetçiler de konuştu. "Terör bitmeli" dediler. Kimi siyasetçiler, Bahçeli'yi eleştirdi. "Öcalan Meclis'te konuşamaz" dediler.
Umut hakkı, hapisteki insanların iyi davranış ile çıkma şansı demek. Türkiye'de bu konuda tartışmalar var. Bahçeli'nin konuşması, umut hakkını gündeme getirdi.
Salı günü yapılan grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör konusuyla ilgili konuştu. Bahçeli, terörist Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini ve bunun terörün son bulmasına yardımcı olabileceğini söyledi. Bahçeli, bunun için yasal düzenleme yapılmasını önerdi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, Bahçeli'nin önerisini olumlu karşıladı. Oruç, Kürt sorununun çözümü için Öcalan'ın önemli bir muhatap olduğunu söyledi ve tecridin kaldırılmasını istedi. Bu adımın barış için önemli olduğunu vurguladı.
Bahçeli'nin açıklamalarına farklı tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede taviz verilmeyeceğini belirtti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise TBMM'de bu konunun konuşulması gerektiğini söyledi.
"Umut hakkı" kavramı da gündeme geldi. Bu hak, iyi hal gösteren mahkûmların belli şartlar altında serbest bırakılmasına olanak tanıyor. Bu konuda AİHM kararları örnek gösteriliyor. Abdullah Öcalan'ın durumu da bu kapsamda değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, siyasiler arasında bu konu tartışılmaya devam ediyor ve farklı görüşler bulunuyor. Bahçeli'nin önerisi, barışın sağlanması için bir yol olabilir mi, bu tartışmaların merkezinde yer alıyor.
Salı günü Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) grup toplantısında konuşan Genel Başkan Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan'ın tecritinin kaldırılması durumunda, onun terörün sona erdiğini ve örgütün dağıldığını açıklamasını önerdi. Bahçeli, "Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı olmalı ve terör sorunu tamamen çözülmeli. Buna varız" dedi.
Bahçeli ayrıca, eğer bu adımlar atılırsa, "umut hakkı" ile ilgili yasal düzenlemenin yapılabileceğini söyledi. Bu konu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşmanın ardından gündeme geldi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, Bahçeli’nin önerisine olumlu yanıt vererek Kürt sorununun çözümünde Abdullah Öcalan'ın önemli bir muhatap olduğunu belirtti. Oruç, Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve bu konuda adımların atılmasının acil olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'nin önerilerine yanıt verirken Türkiye'de teröre yer olmadığını ve herkesin bunu anlaması gerektiğini söyledi. Cumhur İttifakı’nın bu konuda tarihî bir fırsat sunduğunu belirtti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bahçeli’nin önerisine karşı çıkarak, bu tür meselelerin TBMM’de çözülmesi gerektiğini vurguladı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise Bahçeli'nin önerisinin yanlış olduğunu belirtti.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Bahçeli’nin açıklamalarını sert bir şekilde eleştirdiler. Her iki isim de teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın Meclis’te konuşma yapmasının kabul edilemez olduğunu belirttiler.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de Bahçeli’nin açıklamalarına sosyal medya üzerinden tepki gösterdiler.
"Umut hakkı" ceza hukukunda, belirli bir süre iyi hâl gösteren hükümlülerin koşullu salıverilme olasılıklarının değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu kavram, suçluların topluma yeniden kazandırılmasını amaçlıyor. Bahçeli’nin sözleriyle gündeme gelen bu hak, AİHM kararlarının uygulanması hâlinde Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasını sağlayabilir.
DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık, "umut hakkıyla" ilgili bir kanun teklifi sunmuştu. Bu teklif, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen hükümlülerin cezaevinde iyi hâlli olarak 36 yıl geçirdiği takdirde koşullu salıvermeden yararlanabilmesini öngörüyor. Teklif, bu sürenin 25 yıla indirilmesini öneriyor.